İklim analistleri, 2023 yılının küresel fosil yakıt ekonomisinin nihai bir düşüşe geçmeden önce emisyonların zirveye ulaştığı yıl olarak kaydedilebileceğine inanıyor.
Bu dönüm noktası, emisyonları net sıfıra indirme yarışında çok önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Ancak birçok uzmana göre bu, yıllar önce gerçekleşmesi gereken bir dönüm noktasıydı ve her ne kadar umut vadediyor olsa da dünyanın ihtiyaç duyduğu hızlı azalmanın çok gerisinde kalıyor.
Dünyanın önde gelen iklim bilimcileri, düzenli olarak politikacıları, eğer küresel ısınma artışını sanayileşme öncesi seviyelere göre 1,5 derecede sınırlandırmayı amaçlıyorlarsa emisyonları 2030’dan önce azaltmanın çok kritik olduğu konusunda sürekli olarak uyardı.
İklim düşünce kuruluşu Ember’in Direktörü Dave Jones, “Hâlâ emisyonların ne zaman zirveye çıkabileceği hakkında konuşmamız endişe verici. Eğer kalan küçük karbon bütçesi dahilinde kalmayı umuyorsak, emisyonları güçlü bir şekilde azaltmaya ihtiyacımız var” dedi.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), ilk kez petrol, gaz ve kömür tüketiminin 2030’dan önce zirveye ulaşacağını ve iklim politikaları yürürlüğe girdikçe düşmeye başlayacağını öngörerek fosil yakıt çağının sona ermesine dair umutları artırdı.
IEA Başkanı Fatih Birol, “Bu bir ‘eğer’ meselesi değil, mesele sadece ‘ne kadar yakında’ meselesi ve ne kadar erken olursa hepimiz için o kadar iyi” dedi.
2023’ün başlarında Ember tarafından yayımlanan bir rapor, elektrik üretiminden kaynaklanan emisyonların 2023’ün ilk yarısında sabit kaldığını ve 2024’ten itibaren düşmeye hazır olabileceğini ortaya koymuştu. Rapor, küresel elektrik talebinin %92’sini temsil eden 78 ülkedeki elektrik üretimini inceledi. Üretilen güneş enerjisi miktarında %16’lık bir artış ve küresel rüzgar enerjisi üretiminde %10’luk bir artış tespit edildi.
İklim ve enerji tartışmalarında en etkili raporlardan biri olarak kabul edilen IEA’nın Dünya Enerji Görünümü raporu ise, rüzgar ve güneş enerjisinin istikrarlı yükselişinin dünyanın artan enerji talebini geride bırakma yolunda olduğunu ortaya koymuştu. Aynı zamanda, elektrikli otomobillerin dünya çapında yaygınlaşmasının, gelişmiş ülkelerdeki petrol talebinin yaklaşık %50’sini oluşturan karayolu yakıtlarına olan talebi de azaltması bekleniyor.
Bu eğilimler, 2022’de gaz ve petrol gibi emtiaların fiyatlarında bir artışı tetikleyen ve bunun yerine yerli ve temiz enerji kaynaklarının güvence altına alınmasını teşvik eden Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana hızlandı.
IEA’nın, küresel hükümetlerin belirtilen politikalarına dayanarak öne sürdüğü bir senaryoda, emisyonların yavaş bir düşüşe başlamadan önce 2023’te zirveye çıkabileceği belirtilmişti. IEA, senaryolarının hiçbirinin tahmin olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söylerken dikkatli davranıyor. “Belirtilen politikalar” senaryosu, geleceğin neler getirebileceğinin en güvenilir tahminlerinden biri çünkü “mevcut politika ortamının ayrıntılı bir incelemesine” veya başka bir deyişle hükümetlerin ne yapacaklarını söylediklerinden ziyade ne yaptıklarına dayanıyor.
Bulgular, fosil yakıt çağının sonunun başlangıcındaki bir dünyanın resmini çizen, tümü saygın enerji otoriteleri tarafından yapılan bir dizi ayrı çalışmayla destekleniyor. Dünyanın rekor düzeydeki karbon emisyonlarını ele alma konusunda büyük adımlar atması gerekecek, ancak bu yıldan itibaren en azından doğru yönde ilerlemeleri yönünde güçlü bir şans var.
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…
Karadeniz'de iki Rus petrol tankerinin ağır hasar almasıyla petrol sızıntısı yaşandığı açıklandı. Greenpeace ise iki…
Yeni ABD Başkanı Donald Trump'ın geçiş ekibi, elektrikli araçlara ve şarj istasyonlarına yönelik desteğin kesilmesini…
İklim değişikliği açısından dönüm noktası olarak nitelendirilen ve Uluslararası Adalet Divanı'ndan görülen davanın duruşmaları sona…
Enerji Yatırımcıları Derneği Başkanı Cem Özkök, GES ve RES projelerinin yapı denetim kapsamından çıkarılmasının, yatırımcıların…
Dünya Ekonomik Forumu’nun yeni bir çalışmasına göre, küresel seragazı emisyonlarının %40’ını oluşturan sekiz sektördeki emisyon…