Türkiye’nin elektrik üretiminde iklim krizine neden olan fosil yakıtların payı 2021’de arttı ve %64’ü geçti. Geçen yıl yaşanan kuraklık, hidroelektrik kaynaklı elektrik üretimini de 10 puana yakın oranda geriletti, doğalgazın payını ise aynı oranda artırdı.
Türkiye’nin brüt elektrik üretimi 2021 yılında bir önceki yıla göre %8 oranında arttı. TEİAŞ’ın verilerine göre geçen yıl üretilen 331 milyar kilovatsaati bulan elektriğin %32,71’lik kısmı doğalgaz çevrim santrallarından, yüzde 31,43’ü ise kömürlü termik santrallardan sağlandı. Böylece elektrik üretiminde fosil yakıtla (petrol, kömür ve doğalgaz) çalışan santralların payı %64’ün üzerine çıktı. 2020 yılında bu oran %58’di.
Türkiye’nin neredeyse tüm bölgelerini etkisi altına alan kuraklık en çok hidroelektrik santralları etkiledi. 2020’de Türkiye’nin ürettiği elektriğin %25’ini karşılayan hidroelektrik santrallar bu yıl üretimin %17’sine yakınını karşılayabildi.
Kömüre dayanıklı elektrik üretimde ise ithal kömürle çalışan santralların payı düşerken, yerli linyit kömürüyle çalışan santralların üretimi arttı. Buna rağmen kömürlü termik santralların elektrik üretimindeki payı 3 puan gerileyerek %31,4’e geldi.
Güneş ve Rüzgarın Payı Arttı
Güneş, rüzgar ve jeotermal enerji kaynaklı elektrik üretimi ise bir yıl öncesine göre yaklaşık 10 milyar kilovatsaat artarak toplam üretimde %16,6’lık paya ulaştı. Hidroelektrik dahil yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payı ise 2020’deki %40 seviyesinden %33’e geriledi.
2021 yılı verilerini değerlendiren Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz, Türkiye’nin güneş ve rüzgardan ürettiği elektrik miktarının artmasının olumlu olduğunu ancak “net sıfır emisyon” gibi iddialı hedeflere ulaşmak için başta kömür olmak üzere fosil yakıtların elektrik üretiminden büyük ölçüde çıkarılması gerektiğini söyledi. Gürbüz, “İthal kömürdeki gerilemede artan kömür fiyatlarının etkisi olduğu tahmin ediliyor. Doğalgazdaki artış ise endişe verici. Türkiye’nin rüzgar ve güneş potansiyeli çok yüksek ancak yenilenebilir enerji kaynakları birbirlerini destekleyecek şekilde sisteme entegre edilmeli. %100 yenilenebilir enerjiyle ihtiyacın karşılanması için günlük politikalara değil uzun vadeli plan ve hedeflere ihtiyacımız var” dedi.