Araştırmaya göre yıkım, Antarktik ozon tabakasının her ilkbaharda delinmesine benzer, fakat çok daha yüksek sıcaklıklarda gerçekleşti.
Orman yangını dumanlarının içerdiği partiküller ozon tabakasını delen moleküllerin açığa çıkmasına yol açabiliyor. Yeni araştırmaya göre ozon tabakasının onarılması artan sıklık ve şiddetteki yangınlar yüzünden daha da gecikebilir.
Nature dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, 2019-20 yıllarında Avustralya’da yaşanan orman yangınlarının açığa çıkarttığı duman, ozon tabakasını %3 ila %5 oranında geçici olarak delmiş olabilir.
Bu yıllarda dünyanın dört bir yanında yaşanan yangınların dumanları, dev duman bulutları oluşturarak atmosferin ikinci tabakası olan stratosfere sızdı.
Stratosferin bir parçası olan ozon tabakasında, ozon gazı molekülleri güneşten gelen yüksek enerjili ultraviyole ışınlarını emmekle görevli. Bu dünyanın yüzeyine ulaşan radyasyon miktarının azalmasını sağlar.
ABD Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde atmosfer bilimci olan baş araştırmacı Prof. Susan Solomon, ozon tabakasındaki hasarın Antarktik ozonunda her baharda oluşan delinmeye benzer, ancak daha yüksek sıcaklıklarda yaşandığını belirtti.
Araştırmacılara göre duman aerosolları, klorin gazıyla bileşik oluşturup ozon moleküllerini yok edebiliyor.
Solomon, stratosferdeki klorin miktarının ozona zararlı moleküllerin kullanımını yasaklayan 1987’deki Montreal protokolünden beri azaldığını belirtti. “Orada çok başarılı bir bilim politikası hikayesi var. Ozon tabakasının yavaş onarımı, anlaşmadan beri her 10 yıl başına yaklaşık %1 oranında gerçekleşiyor.”
Fakat giderek artan sıklıktaki yangınların ozon tabakasının onarımını geciktirebileceğini de ekledi. “Yalnızca bir yıl (2020) içinde, aniden %3 ila %5 arası bir kayıp yaşadık. Eğer bu yıl bir istisna olarak tarihe geçerse, ozon tabakası yine kendini iyileştirecektir; ancak böyle yıllar tekrarlamaya devam ederse iyileştiremez.
Aklımdaki soru ise şu: İnsan kaynaklı klorin gazının atmosferden temizlenme hızı, iklim değişikliğinden dolayı giderek artan yangınların hızına yetişebilecek mi? Bence bu tam bir yarış olacak.”
Araştırmaya dahil olmayan, Yeni Güney Galler Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Martin Jucker, orman yangınlarının devam etmesi halinde ozon tabakasındaki iyileşme sürecinin giderek gecikeceği konusunda araştırmacılara katıldı.
“Avustralya’yı özellikle ilgilendiren mesele, ozon tabakasının ekvatora yakınlaşıldıkça incelmesi. Milyonlarca Avustralyalı ekvator çizgisinin hizasındaki bu bölgede yaşıyor.”
Yeni Zelanda Canterbury Üniversitesi atmosfer bilimcisi Dr. Laura Revell, “Antarktik ozon hasarının tamiratı, 2010’ların ortalarından beri mümkün görünüyor. Büyük bir değişiklik olmazsa, statosferdeki klorin miktarının bu yüzyılda ciddi oranda azalacağını ve ozon tabakasındaki deliklerin giderek küçüleceğini düşünüyoruz” dedi.
Solomon ve meslektaşları, ozon kaybı sürecinin ana tetikleyicisini stratosferdeki hidroklorik asidin duman bulutlarında çözülmesi olarak kabul ettiler.
Solomon, “Hidroklorik asit, duman bulutlarına karıştığında, stratosferde normalde bulunan sülfürik asit ve su partiküllerine göre yaklaşık bin kat daha hızlı çözülüyor” dedi.
“Bilimsel bir bakış açısından baktığımızda, bu yeni kimyasal etkileşimi görmek çok heyecan verici. Gezegen açısından baktığımızda ise… insanlığın iklim değişikliği kaynaklı yangınların artmasına izin vererek ozon tabakasını giderek berbat etmesini izlemek trajik olurdu.”