Yıllık ortalama sıcaklık verilerine göre 2019 yılı Türkiye’nin en sıcak dördüncü yılı oldu. 2019, ön bulgulara göre, aynı zamanda dünyanın en sıcak ikinci yılı olarak kayıtlara geçecek. Ekosfer Derneği yaşananların iklim krizinin bir sonucu olduğunu belirtti.
Ekosfer Derneği’nin Meteoroloji verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye’nin 50 yıllık ortalama yüzey sıcaklığı 1 derece artarak 2019’da 14,2 dereceye ulaştı. Böylece Türkiye en sıcak dördüncü yılını 2019’da yaşamış oldu.
Türkiye tarihinin en sıcak yılını 2018 ve 2010’da 15,1 dereceyle yaşamıştı. Onu 14,5 derece ile 2014, 14.2 derece ile 2001 izlemişti. Yaşanan en sıcak beş yılın son 10 yıl içinde gerçekleşmesi, Türkiye’nin iklim değişikliğinden etkilendiğinin net bir kanıtı.
Son 49 yıllık sıcaklık ortalamaları göz önüne alındığında 2019’da Nisan ve Temmuz ayları dışında 10 ayın sıcaklığı ortalamanın üzerinde seyretti. Özellikle sonbahar ve kış aylarında ortalama sıcaklık daha da arttı.
Haziran 2019 23,4 derece ile 49 yılın en sıcak haziranı oldu. 2019 Mayıs ayı (18,6) son 40 yılın en sıcak üçüncü mayısı oldu. Ekim 2019 (17,4) son 49 yılın en sıcak ikinci ekimi, Kasım (11,5) ise 49 yılın en sıcak ikinci kasımı olarak kayıtlara geçti.
Öte yandan Avrupa Birliği’nin (AB) iklim değişikliği gözlem kurumu Copernicus Climate Change Service, 2019 Temmuz’unun dünya tarihindeki en sıcak temmuz ayı olduğunu duyurdu.
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) her yıl düzenli olarak yayımladığı İklim Durumu Raporu’nun ön bulguları ise 2019 yılının, tarihteki en sıcak ikinci yıl olacağına işaret ediyor.
Özgür Gürbüz: Yangına Körükle Gidiyoruz
Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, iklim ve enerji uzmanı Özgür Gürbüz şöyle konuştu: “En sıcak yılların arka arkaya yaşanması, sıra dışı hava olaylarının sayısının ve şiddetinin artması iklim krizinin etkisini giderek artırdığını gösteriyor. Yangın yeri dünya olunca kaçıp başka bir yere gitmek mümkün değil. Bu yangını çıkardığımız gibi söndürmeliyiz. Bunun yolu da petrol, kömür ve doğalgaz tüketimini azaltmaktan geçiyor. Türkiye ise kömür santrallarına kirletme izni vererek, yeni köprüler ve yollar aracılığıyla petrol tüketimi ve dışa bağımlılığı artırarak yangına körükle gidiyor. Yangını söndürmek için politika değişikliği şart, güneş enerjisini, enerji verimliliğini enerji politikalarının merkezine koymazsak yangın birkaç yıl içinde kontrolden çıkacak.”
Derneğin açıklamasında Avustralya’da dört aydır süren şiddetli yangınlar da hatırlatıldı; ortalamaların üzerindeki sıcak hava ve kuraklığın şiddetlendirdiği yangınların şiddet ve sıklığını artıran şeyin bilim insanlarına göre iklim krizi olduğuna vurgu yapıldı.