Beşiktaş’ta bir araya gelen STK’lar, Türkiye’nin zeytinliklerinin madencilik faaliyetleri için yok edilmesine izin verilmemesini talep etti.
Maden Yönetmeliği’ne eklenen bir maddenin 1 Mart’taki Resmi Gazete’de yayımlanması ile, zeytinlerin kömür madenciliği için yok edilmesinin önü açıldı. Maddeye göre, “ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere” zeytinliklerde madencilik faaliyeti yürütülebilecek ve bu faaliyetlere ilişkin tesisler inşa edilebilecek.
5 Mart’ta Beşiktaş’taki Kartal heykelinin önünde bir araya gelen 10 STK’da bu karara karşı çıkarak “Zeytinime dokunma” dedi.
Yapılan açıklamada, alınan kararın zeytinliklerin kömür madenciliği için yok edilmesi ve iklim krizinin ana sebebi olan kömür yakımıyla elektrik üretimine bağımlılığın devam etmesi anlamına geldiği belirtilirken, “Çağ dışı, tüm dünyanın terk ettiği bir enerji üretim biçimi için, zeytin ağaçlarımızın yok edilmesi, orman varlığımızın tahrip edilmesi, havamızın kirletilmesi, sağlıklı gıdaya erişim hakkımızın ihlal edilmesi ve iklim krizine karşı kırılganlığımızın arttırılması kabul edilemez” denildi.
Açıklamada bulunan STK’lar arasında Greenpeace Akdeniz, Kuzey Ormanları Savunması, Türkiye Ormancılar Derneği, Yeşil Düşünce Derneği, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Yok Oluş İsyanı, 350 Türkiye, Youth for Climate, İklim Öncüleri ve TEMA bulunuyor.
Yapılan değişikliğin yasaya aykırı olduğu belirtilirken kamuoyunda Zeytin Yasası olarak da bilinen “3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun” hatırlatıldı. Bu kanuna göre, zeytinlik alanlar ve bu alana 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç tesis yapılamaz.
“Zeytin Yaşamdır, Gelecek Garantimizdir”
“Yasaya aykırı bu maddeyi geri çekin ve zeytinlikleri, ormanları ve diğer doğal alanları yıkıcı madenciliğe kapatın. İklim krizinin sebebi olan bu tehlikeli kömür sevdasından vazgeçin” denilen açıklamaya şu şekilde devam edildi:
“Zeytininin yasal koruması, tam 20 yıldır çeşitli yasa ve yönetmelik değişiklikler aracılığıyla ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Oysa zeytinliklerimiz,
- Dünyadaki zeytinlik alanlarının %8,3’ünü oluşturuyor.
- Zeytin ve zeytinyağı üretiminde bizi dünyadaki ilk 5 ülkeden biri yapıyor.
- 159,38 milyon meyve veren ağacı ile, geleceğimiz için gıda ve karbon yutağı anlamında iklim kriziyle önemli bir savunma mekanizması.
- 320 bin aileye geçim kaynağı sağlıyor.
Tüm bunlara, bir de zeytinin önemli bir ihracat kalemi olduğunu, kendine yeten bir üretim ekonomisi için kritik önemde olduğunu ekleyelim. Hane ve ülke ekonomisini geliştiren, yoksullukla mücadeleyi destekleyen bir değer olduğunu da. Böyle bir varlık iklim krizinin, orman tahribatının ve doğal yaşam varlığının en önemli sebeplerinden madenciliğe kurban edilebilir mi?
“Maden ve Enerji Şirketleri Ayrıcalıklı bir Grup mu?”
İklim krizinin en önemli sebebi fosil yakıt madenciliği ve kömürden elektrik üretimi iken, cari açığın önemli bir kısmı enerji sektöründen gelmekteyken, kömür; hava, toprak ve su kirliliği ile toplum sağlığını tahrip ederken ve verilen teşviklerle bizi günbegün yoksullaştırırken maden ve enerji sektörünün önü, geri döndürülmez ekolojik ve ekonomik kayıplar vermek pahasına neden açılıyor?”
Bunun yanı sıra yeni bir yönetmelik değişikliği ile, SİT kapsamındaki koruma alanları üzerinde de elektrik üretim hatları dahil olmak üzere çeşitli altyapı inşaatları yapılmasının önü açıldı. Açıklamada bu değişikliği de yer verilirken, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yaptığı bu değişiklik, iklim krizi çağında doğal ve kültürel alanlar için bir koruma kalkanı olan SİT kapsamının aşındırılması anlamına geldiği için kaygı vericidir. Korumacılık ilkesi terk edilmemeli, bu yönetmelik değişikliği de geri çekilmeli. Asıl kamu yararı, zeytinliklerin, doğal ve kültürel varlıkların korunduğu bir iklim ve çevre politikasındadır.
Türkiye, geçtiğimiz Ekim ayında Paris Anlaşması’nı onaylayarak gerek ülke ölçeğinde, gerekse uluslararası ölçekte iklim kriziyle mücadelede payına düşeni yapma sorumluluğunu ilan etti. Hal böyleyken, kömür için zeytinliklere kıymak, bir an önce dönülmesi gereken, derin bir çelişkidir.
Tüm ülkenin, barışın ve bereketin simgesi ölmez ağaç zeytin için kenetlenmesi de boşuna değildir.
Talebimizi tekrarlıyoruz: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, zeytinlerin sonu anlamına gelecek olan bu düzenlemeyi bir an önce geri çekmeli” denildi.