;
Bilim Ekonomi

%100 Yenilenebilir Enerji Tüm Dünyanın Elektrik İhtiyacını Karşılayabilir!

Lappeenranta Teknoloji Üniversitesi (LUT) ve Energy Watch Group (EWG) “%100 Yenilenebilir Enerjiye Dayanan Küresel Enerji Sistemi – Elektrik Sektörü (Global Energy System Based on 100% Renewable Energy- Power Sector) adlı yeni raporunu COP23’te gerçekleştirilen Küresel Yenilenebilir Enerji Çözümleri (GRESS) toplantısında sundu. İki kurumun birlikte hazırladığı çalışma, %100 yenilenebilir elektriğe geçişin uzun dönemli bir vizyon değil somut bir gerçek olduğunu ortaya koyarak ezber bozdu.

LUT ve EWG, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi COP23 sırasında dün (Çarşamba) düzenlenen Küresel Yenilenebilir Enerji Çözümleri (GRESS) toplantısında “%100 Yenilenebilir Enerjiye Dayanan Küresel Enerji Sistemi – Elektrik Sektörü” raporunu sundu. Çalışma, tamamıyla yenilenebilir enerjiye dayalı bir küresel elektrik sisteminin tüm yıl boyunca ve her saatte uygulanabilirliğinin mümkün ve büyük oranda fosil yakıtlar ve nükleer enerjiye dayalı mevcut sistemden daha uygun maliyetli olduğunu ortaya koydu.

Çalışmaya göre mevcut yenilenebilir enerji potansiyeli ve depolama dahil tüm teknolojilerle 2050 yılına kadar küresel elektrik arzını karşılamaya yetecek güvenli enerji üretimi mümkün. %100 yenilenebilir elektriğin küresel ölçekte toplam seviyelendirilmiş maliyeti, 2015 yılında €70/MWh iken, 2050 yılında €52/MWh’a düşüyor (kısıntı, depolama ve bazı şebeke maliyetleri dahil).

Lappeenranta Teknoloji Üniversitesi Güneş Ekonomisi Profesörü ve EWG Bilim Kurulu Başkanı Christian Breyer, “Elektrik sisteminin tamamıyla karbonsuzlaştırılması, bugünkü mevcut teknolojili sistemle karşılaştırıldığında, 2050 yılında az maliyetli sistemde daha kolay olacak. Yenilenebilir enerjiye geçiş, artık teknik fizibilite ya da ekonomik rantabilite konusu olmaktan çıktı ve bir siyasi irade meselesine dönüştü” açıklamasında bulundu.

“Fosil Yakıtlara ya da Nükleere Yatırım için Neden Yok”

%100 yenilenebilir enerjiye geçiş, elektrik sektöründen kaynaklanan emisyonları sıfırlayacak ve enerji üretiminde yaşanan toplam kaybı çok büyük oranda azaltacak. 2050 yılına kadar, bugünün istihdam rakamlarının üzerine 17 milyon iş ekleyerek, 36 milyon kişiye iş imkanı yaratacak.

EWG Başkanı Hans-Josef Fell ise şunları ifade etti: “Fosil yakıtlara ya da nükleere bir dolar daha yatırmak için hiçbir sebep yok. Yenilenebilir enerji etkin maliyetli enerji sağlıyor. Kömür, nükleer, doğalgaz ya da petrol kullanımın artırılmasına yönelik her tür planın durdurulması şart. Yenilenebilir enerjiye, depolama ve şebeke altyapılarına daha fazla yatırım kaydırılması gerekiyor. Bunların haricindeki her şey gereksiz maliyetlere ve küresel ısınmanın artmasına neden olacaktır”.

Çalışmanın temel bulguları şu şekilde sıralanabilir:

  • Tüm mevcut yenilenebilir enerji potansiyeli ve depolama dahil tüm teknolojilerle 2050 yılına kadar tüm küresel elektrik arzını karşılamaya yetecek, güvenli enerji üretilebilmesi mümkün. Dünya nüfusunun 7,3 milyardan 9,7 milyara çıkması bekleniyor. Dünya elektrik ihtiyacının 2015’teki 24.310 TWh’den 2050 yılında 48.800 TWh’e çıkacağı öngörülüyor.
  • Toplam seviyelendirilmiş elektrik maliyetinin dünya ortalamasının 2015’te €70/MWh iken, 2050 yılında €52/MWh’e düşeceği tahmin ediliyor (kısıntı, depolama ve bazı şebeke maliyetleri dahil).
  • Elektrik üretimindeki en büyük pay, hızla düşen maliyetleri sayesinde, fotovoltaik (PV) güneş panelleri ve bataryalarına ait; 2050 yılında küresel ölçekte elektrik karmasının yaklaşık %69’u güneş PV, %18’si rüzgar enerjisi, %8’si hidroelektrik ve %2’si biyoenerji oluşturacak.
  • 2030 yılına kadar rüzgar enerjisi %32 oranında artacak. 2030 yılından sonra PV (fotovoltaik) kurulum maliyetleri daha da ucuzlayacak. PV arz payı 2030 yılında %37 iken, 2050’de %69’a çıkacak.
  • Bataryalar, PV’lerin en önemli destekleyici teknolojisi konumunda. 2050’de toplam talebin %31’i depolama ile karşılanacak ve bunun %95’i yalnızca batarya kaynaklı olacak. Batarya çoğunlukla günlük depolama yaparken, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen gazlar mevsimsel depolama da yapıyor. Toplam seviyelendirilmiş elektrik maliyetindeki düşüşle birlikte, küresel seragazı emisyonları önemli derecede azalacak ve 2015 yılı 11 GtCO2e seviyesinden, 2050 ya da daha erken bir tarihte sıfırlanacak.
  • Küresel ölçekte %100 yenilenebilir elektrik sistemine geçiş yapılarak, elektrik sektöründe 2015’te 19 milyon olan istihdam rakamı, 2050’de 36 milyona çıkacak.
  • %100 yenilenebilir elektrik sisteminde toplam kayıp oranı, toplam elektrik kullanımının yaklaşık %26’sını teşkil ediyor. Mevcut sistemde ise birincil enerji girdisinin %58’si kayboluyor.

Çalışma aynı zamanda yenilenebilir enerji muhalifleri tarafından sıkça kullanılan yenilenebilirlerin günün her saati enerji sağlayamayacağı argümanını da çürüterek, politika yapıcılar ve siyasetçiler açısından da önemli çıkarımlar ortaya koyuyor.

LUT tarafından bir ilk olarak geliştirilen bu modelleme, dünyanın 145 bölgesinde yerel ölçekte mevcut yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı en uygun maliyetli teknoloji karmasını ve bir referans yılı içinde saat bazında elektrik arzı için en etkin maliyetli yenilenebilir enerjiye geçiş patikasını hesaplıyor. Küresel yenilenebilir enerjiye geçiş senaryosu, 2015 ile 2050 yılları arasında 5 yıllık zaman dilimlerine ayrılarak yazılmış ve sonuçlar dünyanın 9 büyük bölgesi başlığı altında toplanmış: Avrupa, Avrasya, MENA (Ortadoğu ve Kuzey Afrika), Sahraaltı Afrika, SAARC (Güney Asya Bölgesel İşbirliği Örgütü), Kuzeydoğu Asya, Güneydoğu Asya, Kuzey Amerika ve Güney Amerika.