;
Politika

Küresel Plastik Anlaşması Yolunda Zorlu Viraj

plastik

Dünya çapındaki plastik kirliliğine son vermek adına önemli bir adım olacak Küresel Plastik Anlaşması için sondan bir önceki müzakere Ottowa’da başladı. Ülke temsilcilerinden plastik üreticilerine, kullanıcı şirketlerden çevreci örgütlere kadar çok sayıda paydaşın katıldığı müzakerelerde fikir ayrılıkları çarpışacak.

Kanada’nın başkenti Ottawa sürdürülebilirlik ve çevre alanında çok önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyor. Aralarında lobicilerden, iş dünyası liderlerine, milletvekillerinden, bilim insanlarına ve çevre koruma örgütlerine kadar farklı gruplardan 3 bin 500 civarı rekor sayıdaki katılımcı, plastik kirliliğini kontrol altına almak amacıyla gündemde olan ilk küresel anlaşmayı bu yıl sonu itibarıyla hayata geçirmeye yönelik Kanada’nın başkenti Ottawa’da bir araya geldi. Anlaşmanın küresel ısınmayı 1.5 derecenin ötesine geçmemenin kabul edildiği 2015 Paris Anlaşması’ndan bu yana iklim değişikliğine neden olan emisyonlar ile çevresel korumaya dair en önemli adım olması umuluyor.

Ancak katılımcı ülkeler anlaşmayla ilgili farklı görüşleri nedeniyle ayrıştığı için, Ottawa’daki toplantıda müzakerecileri zorlu bir görev bekliyor. Müzakerelere başkanlık eden Andres Gomez Carrion, toplantının sürece dair hayati önemde olduğunun altını çizerek, “Plastik yaşam döngüsünün nereden başladığını ve sürdürülebilir üretimle tüketimi tanımlamak en büyük meydan okumalardan biri olacak” dedi.

Neden Bir Plastik Anlaşması?

Ülkeler, 2022 yılında düzenlenen BM Genel Kurulu’nda dünya çapındaki plastik kirliliği krizini çözmeye yönelik yasal bağlayıcılığı olan bir anlaşmayı 2024 sonu itibariyle imzalama konusunda hem fikir olmuşlardı. Plastik atıklar doğayı ve suyollarını kirletirken bir yandan da seragazı emisyonlarını artırıcı etkiye de sahip. Plastik sanayi şu anda toplam küresel karbon emisyonlarının %5’inden sorumlu. Ancak ABD merkezli Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı’nın geçen hafta açıkladığı rapora göre, mevcut trendin devam etmesi halinde bu oranın 2050 civarında %20’lere, 2060 yılı gibi de üç katına çıkabileceği öngörülüyor.

Müzakerelerin daha önce Uruguay, Paris ve en son Nairobi’de yapılan ayaklarında ülkeler konu başlıklarında fikir ayrılıkları yaşamışlardı. 2023 Kasım ayında Nairobi’deki görüşmelerde, bazı ülkelerin plastik üretimine sınırlar getirmek ve aşamalı olarak sona erdirmek gibi daha sıkı önlemler almaya yönelik ısrarları üzerine anlaşma taslağı 30 sayfadan 70’e yükselmişti. Dolayısıyla önümüzdeki Aralık ayında Güney Kore’nin Busan kentindeki son görüşme öncesinde ülkeler ortak zemin bulma adına baskı altındalar.

Ülkeler Anlaşmayla Neler İstiyorlar?

Küresel Plastik Anlaşması üzerine müzakerelerin farklı gruplar altında kümelenen ülkeler yüzünden kıran kırana geçmesi bekleniyor. Suudi Arabistan, İran ve Çin’in aralarında bulunduğu plastik ve petro kimya üretimi yapan ve “Kafadar Ülkeler Grubu” olarak adlandırılan birçok ülke, üretim sınırlamasından söz edilmesine muhalif konumdalar.

Öte yandan bazı çevreci grupların da desteklediği, aralarında AB ile Japonya gibi ada ülkelerinin yer aldığı 60 ülkeden oluşan “Çok İstekli Koalisyon” ise 2040 yılı itibariyle plastik kirliliğine son vermeyi amaçlıyor. Bu grup “başlıca plastik polimerlerin üretimini ve tüketimini sürdürülebilir seviyelere getirecek şekilde azaltmak ve frenlemek” amacıyla yasal bağlayıcılığı olan ortak bir sözleşme çağrısında bulunuyor. Koalisyon ayrıca tek kullanımlık plastik üretiminin aşamalı olarak durdurulması, sağlık sorunlarına yol açabilen belirli kimyasal katkı maddelerinin yasaklanması gibi önlemler öneriyor.

Plastik kirliliğini 2040 itibarıyla sona erdirmek isteyen ülkelerden biri de ABD. Ancak “Çok İstekli Koalisyon”dan farklı olarak ABD, bu hedef doğrultusunda ülkelerin kendilerine ait planlarını hayata geçirmelerini ve söz konusu planlara dair taahhütlerini düzenli olarak BM’ye göndermelerini istiyor.

Petrokimya Sanayi Ne İstiyor?

Aralarında Amerikan Kimya Konseyi’nin de bulunduğu en büyük petrokimya üreticileri de plastik üretimine sınırlama getirmenin tüketici için daha yüksek maliyet yükü oluşturacağını savunuyor. Üretici şirketler, plastiği petrole dönüştürebilen teknolojinin yaygınlaştırılmasını da kapsayan önerilerle plastiğin yeniden kullanımı ya da geri dönüşümüne odaklanmak istiyor. Sanayi temsilcileri üretimde kullanılan kimyasalların şeffaf bir şekilde ifşa edilmesi konusunda şirketlerin bunu gönüllü yapmalarına izin verilmesini talep ediyor.

Aralarında Unilever, PepsiCo ve Walmart’ın da bulunduğu 200’den fazla şirket de bu arada “Plastik Anlaşması İçin İş Koalisyonu”na katılmış durumda. Tıpkı petrokimya sanayi gibi plastik paketlere ve şişelere dayanan koalisyon üyeleri de müzakerelerin en büyük katılımcıları arasında. Ancak bu şirketler petrokimya sanayinden farklı olarak, üretim sınırları, aşamalı olarak sonlandırma, yeniden kullanım politikası, ürün tasarım gereklilikleri, artırılmış üretici sorumlulukları ve atık yönetimi gibi başlıkları kapsayan bir anlaşmayı destekliyorlar.